Murat TURP


PENDEMİDE KOMŞULUK HAKKI

Ülkemiz ve Dünya geneli zor zamanlardan geçiyor. Virüs belası halen etkisini gösterirken, insani duyguları da karartmaya devam ediyor.


Ülkemiz ve Dünya geneli zor zamanlardan geçiyor. Virüs belası halen etkisini gösterirken, insani duyguları da karartmaya devam ediyor. Ekonomik durumu, borsa dalgalanmasını, faiz oranlarını, en basit ürüne bile gelen zamları, döviz ve altının yükselişini geçtim, onları hesaba katmıyorum. Ama insanoğlu olarak pandemik günlerin arkasına saklanarak körelen iyilik duygusunu, insanların kendinden çok karşısındakileri düşünme olgusunu kaybetmesi herkesten çok beni üzüyor. Virüstür geçer diye bekliyoruz ancak bu süreçte özellikle evimizde olmamız şart. Sosyal mesafeyi koruyalım, geleceğimizi kurtaralım…

Peki ya evde kalırken, akraba ve komşularımıza göstereceğimiz saygı ne durumda. Bağı bahçesi olanlar sözlerim size değil. Bina sakinleri artık sakin durumda değil. Eve kapandık çok güzel… Salgın hastalığı yeneceğiz, bu da güzel. Peki kafamızdaki hastalığı yenebilir miyiz? Komşumuzu düşünerek hareket ediyor muyuz? Evden çıkmamakla virüse darbe vururuz, ancak gecenin ir yarısına kadar televizyon izlemek, televizyonun sesini sonuna kadar açmak, komşum ne halde diye düşünmemek, yüksek katlı binalarda ikamet edenler dışarıya çıkmama adına balkonundan penceresinden aşağıya bir şeyler atması doğrumu?

Her şeyi de virüse, pandemiye bağlamamak lazım… Dinimizde ‘Temizlik imandandır’ diye bir şey var. Duyanlar duymayanlara söylesin. Komşusu aç iken kendi tok yatanlar vay halinize. Kendi evini temiz tutacağım diye kirini pisini alttaki komşularının balkonuna penceresine silkeleyenler, vay halinize… Kendisi yüksek sesle bir şeyler izlerken, komşusunu düşünmeden rahatsızlık verip, gecenin bir vaktine kadar ayakta olup öğlenin bir vaktine kadar yatıp uyuyanlar hiç düşündünüz mü? Rahatsız ettiğiniz hakkına girdiğiniz komşunuz sabah erkenden işe gidemeyecek duruma geliyor. Siz rahatınıza baktığınızda o komşun gün boyu işinde neler yaşıyor? Hiç aklınıza geliyor mu?

Gecenin 02.00’da kapınızın çalınması kim için doğru kim için yanlış? Hiç hesaba aldınız mı kendinizi. Komşusunu, akrabasını, sokakta ki din kardeşini düşünmeyen, kendinden önce karşısındakinin hakkını gözetmeyen bizden değildir. Komşu komşunun külüne muhtaçtır…

Komşulukta ki kül hakkı gitti yerine balkonlarımıza yumurta, soğan, patates, yemek artığı, halı kilim tiftiği, saç yumakları, kum yemi, sofra bezi kalıntıları ve daha sayamayacağım şeyler geldi. Balkonunuzdan pencerenizden attığınız malzemeler birinin sağlığını bozar, birinin kafasına gözüne denk gelip sakat bırakır diye düşünmeyi ne zaman bıraktık? Yazık…

Pandemiye bu tür şeyleri yani insani yanımızı karıştırmayalım, huzuru sağlamak için önce kendi pandemimizi koruyalım. Her şey virüs değil, asıl hastalık insanoğlunun kendi kafasındaki düşünce hastalığıdır.