Metin SÖNMEZ


ÖNLÜKLERİN SİYAH, AHLAKIN BEYAZ OLDUĞU YILLAR

Zor yıllardı ama henüz insanlığımızı ve vicdanımızı kaybetmemiştik.


Zor yıllardı ama henüz insanlığımızı ve vicdanımızı kaybetmemiştik.
Yollar bozuk…
Musluklar bozuk…
Paralar da bozuktu; ama vıcık vıcık ilişkiler yoktu. Toplumun kahir ekseriyeti onurlu ve sağlam idi.
Sık sık elektriklerin kesildiği?
Bilgisayarın olmadığı?
Cep telefonunun hayatımızın içine girmediği?
İnternetin, sosyal medyanın lafının edilmediği?
Çocukların henüz sokakta top oynadığı, özçekimin de (selfie) keşfedilmediği zaman dilimleriydi.
Yüz yüze baktığımız, aile birliğimizin sarsılmadığı-bozulmadığı, insanların yan yana gelmekten imtina etmediği, utanmadığı günlerdi.
Herkes ve her şey tertemiz pirüpak değildi; lakin, insanlar dibine, sonuna kadar mutluydu. Belki hayatımızda meta olarak çok şey eksikti ama sapasağlam yürek birliği vardı ve vatan toprakları kutsaldı!
Namussuzların, namuslu olmadığı…
Şerefsizlerin, şeref timsaliymiş gibi temayüz etmediği…
Henüz hainlerin, vatansevermiş gibi cirit atmadığı…
Öğrenci önlüklerinin siyah, ahlaki değerlerin bembeyaz olarak kadraja girdiği…
Kimsenin kimseyi ötekileştirmediği kol kola aynı yolu yürüdüğü zaman dilimleriydi işte…
Yıllar, yılları eskittikçe Türk toplumunu bir arada tutan hangi değer varsa, yavaş yavaş değil, hızla öğütüldü. Bahsettiğim o insanlar, beyaz atlarına binerek teker teker terk etti sanki bu ülkeyi.
Geliştiğimizi sandıkça, kaybettik ama kazandığımız histerisine kapıldık.
Hepimiz sosyal medya âlemine aktık(!) tek kişilik basitlikler silsilesi adına bin bir kılığa girdik. Öyle bir debelenmeye başladık ki, kaybolduk gittik de, farkına bile varmadık.
İnandığımız değerler avucumuzun içinden kayıp düşerken, bizler oralı bile olmadık.
Özürlü, yetersiz bakiye Türkçe ile bir birine laf sokuşturmanın dayanılmaz hafifliğine, nihilist puştluk da eşlik edince ve genel kabul görünce, sırnaşık pespayeliği baş tacı ilan ettik.
Yok oluşa sürüklenen hepimizdik oysa. Hâlâ da öyleyiz, ne hazindir ki farkında bile değiliz.
Hayatın sosyal medyadan ibaret olduğu histerisine kapılan?
Klavye ile vatan kurtaran…
Her bir şeyini orada-burada döküp saçan…
Ben daha iyi küfrederim, daha iyi giydirir ve saydırırım adına sidik yarıştıranların ülkesi olduk farkındaysanız?
Artık ulusal refleksimiz emojiden öte yol almıyorsa, dizimize vuracağımız günler uzak değil demektir.