Bilindiği üzere artık son dönemlerin şehirlerdeki en büyük kabusu trafik yoğunluğu ve otopark sorunu. Bu durum tüm dünyanın baş etmeye çalıştığı bir sorun.
Normal koşullarda 5 dakika sürecek olan şehrin bir noktasından bir noktasına geçiş artık en az yarım saati bulabiliyor.
Altyapı sorunları olabilir, hatalar, eksikler olabilir ama kazalara sebep olan sadece bunlar değil.
Bunun yanı sıra insanlarımızın üzerine düşen bireysel sorumluluğunu almamasıdır.
Biliyoruz ki, trafik kazalarına neden olan unsurların başında sürücü kusurları geliyor.
Toplumumuzun büyük bir çoğunluğu direksiyon başına geçince aslan kesiliyor, hatalı sollama, şerit ihlalleri, hız limitlerine uymama ve cep telefonu kullanımı gibi sürücü kusurları pek çok insanın da trafik kurbanı olmasına yol açıyor.
Son zamanlarda yayalara, hayvanlara ve araçlara çarpıp kaçan sürücü haberlerine şahit oluyoruz, yol kenarlarında ezilmiş bir şekilde bırakılan hayvanlar içimizi parçalıyor.
Bugünlerde, böylesine kahredici haberlerde bir artış var.
Medeni dediğimiz insanların yaşadığı topraklarda sevgi-saygı-hoşgörü ve dostluk unsurları yer almadığı sürece trafik daha nice değişik canavarlar oluşturacaktır.
Yinede söylenecek olan tek şey var; kurallara uymayan bu insan kılıklı canavarları hizaya getirecek denetim ve cezaları en etkin şekilde uygulamak.
Bıkmadan, usanmadan uygulamak.
