Dilara ATEŞ


İNANDIĞIN YOLDA YÜRÜ

İncir ağacının kökleri aşırı sık olup yayılmacı politika izler. Aynı zamanda güçlü ve geniştir. Diğer kökler gibi bir engel karşısında o engelin etrafını dolanmak yerine, onu delip geçer. Beton da olsa, plastikte olsa…


İncir ağacının kökleri aşırı sık olup yayılmacı politika izler. Aynı zamanda güçlü ve geniştir. Diğer kökler gibi bir engel karşısında o engelin etrafını dolanmak yerine, onu delip geçer. Beton da olsa, plastikte olsa…

  Biz insanoğlu da böyle olmalıyız; tıpkı bir incir ağacı gibi karşımıza ne çıkarsa çıksın olumsuz etkisi altında kalmak yerine hedefe ulaşmak için, önümüzdeki engelleri deyim yerindeyse delip geçmeliyiz. Sorumluluk ve inisiyatif almalıyız, bize bizden başka yardım edecek kimse yokmuş gibi hayatı sürdürmeliyiz. Aksi takdirde, bu yaşam mücadelesinde hayata tutunmak, ayakta kalmak oldukça zorlaşacaktır.

  Bunun için bir mottonuz olmalı. Örneğin; her gün yataktan kalktığınızda “Bugün çok güzel şeyler olacak” diye güne başlayın. Sizi hayata bağlayan deli bir umudunuz olsun. Bu gün olmadı mı, olsun, yarın olur. Umudu tüketmemek ve diri tutmak adına her zaman şartlar ne olursa olsun kendimizin enerjisini kendimiz yükseltmeliyiz. Mutlu olmak ikinci üçüncü kişilerde değildir, mutluluk kendimizde, bizzat içimizde… Düşünsenize çevresel etkenlerden uzak kalmak bile bir mutluluk sebebidir. Hiçbir işi ve hayalinizi insanlar ne der diye ertelemeyin, ilk önce Allah razı olur mu, sonra da bu benim için faydalı mı diye düşünün. Yani demem o ki hayat bizim hayatımız kimse içinde yaşamıyoruz!

  Özetle bırakalım konuşanlar konuşsun. Bizler gülüp geçmeyi içselleştirdiğimiz ölçüde ayakta kalmayı başarmış sayılacağız. Ne diyordu sahi bir düşünür; bırak ne derlerse desinler. Sen inandığın yolda yürümeye devam et.