Erhan KAN


FUTBOLDA MİKRO MİLLİYETÇİLİK ŞART

Geçtiğimiz günlerde yazdığımız köşe yazılarımdan birinde kısa da olsa sporda özellikle futbolda mikro milliyetçilik konusuna ufak bir giriş yapmış, geniş şekilde bu konuya değinmek istediğimi söylemiştim.


Geçtiğimiz günlerde yazdığımız köşe yazılarımdan birinde kısa da olsa sporda özellikle futbolda mikro milliyetçilik konusuna ufak bir giriş yapmış, geniş şekilde bu konuya değinmek istediğimi söylemiştim. Ligin bitmesi, transfer tahtasının kapalı olması nedeniyle bu konuya değinme vaktinin geldiğini düşündüm. Evet futbolda mikro milliyetçiliği gündemimize almadığımız sürece gelişmenin önünü açamayacağımıza inananlardanım. 

Maalesef günümüzde ülkemizde 4 büyükler diye tabir edilen takımların hegemonyası devam ediyor. Onlar en çok taraftar bizim diye didişirken bu durum Türk futbolunun gelişmesinin önündeki en büyük engel olarak karşımıza çıkıyor. Yahu hangi ülkede var bana birisi söylesin böylesi bir durum. 

İstanbul’da bir semt takımı olacaksınız, ama tüm Türkiye’ye hükmedecekseniz. İş öyle bir duruma gelecek ki federasyon, hakemler hata hükümetler sizlere hizmet edecek. Geldiğiniz nokta sizi şımartacak ve “Bizim kitleye ne versek zaten yiyor” kıvamında hiçbir yeniliğe imza atmayacaksınız. Altyapılarınız zaten Allah’a emanet. 

Sistemi kendinize göre dizayn ettiğinizden sizin dışınızda şampiyon kolay kolay çıkmayacak. Tüm kaynakları siz sömüreceksiniz ama Avrupa’da yıllardır elle tutulur bir başarınız olmayacak! Ee kardeşim bu Türk futboluna vurulan en büyük zincir değil mi? Biraz palazlanan taraftarı ile yapılanması ile öne çıkan takımı sindireceksiniz. 

Nerede kaldı rekabet? Rekabet ortamının olmadığı yerde başarı aranabilir mi? Kimse atıp tutmasın! Şu anda ligimiz Arap ligleri ile Çin ligi arasında bir yerde. İşte sebebi bu durum. Rekabet istemeyen üstenci bir anlayış. 

Oysa şehir takımlarının güçlü olduğu, altyapıların yarıştığı bir futbol camiası başarının gelmesindeki tek anahtar olacaktır. İnsanların yaşadığı şehirlerin takımlarını desteklediği sadece onların forması ile sokaklarında gezdiği şehirler… Evet bir ütopya gibi gelebilir bu durum ama başarı işte tam da orada saklı. Böylesine takımlar daha kolay sponsor bulabilir. Mücadele daha adil bir hale gelir. Hatta şehirlerde de insanlar mahalle takımlarına destek vererek bu şehir takımlarını oyuncu olarak destekleyebilir. 

Mahalle takımlarının bir altyapı okulu gibi çalışması, şehir takımlarının ise bu mahalle takımlarını destekleyerek altyapı olayını çözmesi gerekli. Şehirdeki insanlarında kendi takımlarının başarıları ile gurur duydukları gün futbol ülkemizde gelişmeye başlar. 

Aksi takdirde futbol 4 kulübün tekelinde borç sarmalında sürünmeye devam eder.