Metin SÖNMEZ


ÇÖPTEN GÜNLER…

Eskiye rağbet olsa, bit pazarına nur yağardı derler…


Eskiye rağbet olsa, bit pazarına nur yağardı derler…

Bu söz için, ne güzel de söylemiş atalar, nur içinde yatalar ifadesini kullanamıyoruz siyaset adına. Zira hemen hemen her parti, birbirinin eksini allayıp, pullayıp cilalayıp bir kez daha seçmenin karşısına çıkarmakla meşgul.

Ülke sathında yaşanan bu durum, Kayseri’ye de sirayet etmiş vaziyette. Hem de bugüne kadar hiç görülmemiş çoğunlukta. Bir partide umduğunu bulamayan, hop bir başka partiye geçerek çoktan aday oldu bile.

Biz buradan ne anlıyoruz, siyasetin ne denli omurgasızca yapıldığını tabii ki…

Ceket olmadı, gömlek verelim abi diyen cevval satıcıları bilirsiniz. Benzer bir durum var karşımızda. A Partisi olmadı B’ye… B olmadıysa C’ye giden isimleri artan sayılarıyla görmek, artık vakayı adiyeden sayılır hale geldi.

Kayseri metropolünde de, ilçelerinde de eski isimler, yeni partileriyle arz-ı endam etmekle meşgul.  Seçimlere de şunun şurasında 22 gün kaldı. Belki de bahsi geçen malum isimler arasında seçim kazanabilecekler de vardır. Fakat orta yerde duran muazzam bir sıkıntı var. Toplumsal savrulmayı dibine kadar yaşıyoruz. İnsanların inandığı değerler, savunduğu fikirler en küçük bir çıkar karşısında akla hayale gelmeyecek noktaya doğru yol alıyor. Rüzgâr nereden eserse o yönde hareket edenler mi istersiniz, en küçük menfaat karşısında kırk kılığa girenler mi; ne ararsanız var. Hele bu tip ve modeller say, sırala bitmez...

Toplumsal savrulmadan nasibini alan yalnızca siyaset mi derseniz cevap elbette ‘hayır’ olur… Her alanda her meslek grubunda milim çıkarı için 180 dereceyi her açıdan dönerek tamamlayanlar üzgünüm ama revaçta. Çünkü liyakat ayaklar altına alınınca, ipin altında üstünde oynayan madrabazların el üstünde tutulduğu günlerden geçiyoruz.

İyiye, güzele dair ne kadar hasletlerimiz varsa, üzerinde tepine tepine bugünlere geldik. Şimdi oturmuş hep birlikte ağlıyoruz, “Bize ne oldu” diye… Ben söyleyeyim size; elinin körüdür olan… Her türlü yılışıklığa, sahtekârlığa, üçkâğıtçılığa, adına bile söylemekte problem yaşayan türedi tiplerin sırf siyasi saiklerle mevki makam sahibi yapılmasıyla geldiğimiz yerin adıdır. Adalet ve vicdan mendil gibi buruşturularak çöpe atılınca, çöpten karşımıza çıkan insanlarla yol almak durumunda kalıyoruz. Yaşadığımız haksızlık, hukuksuzluk ve seviyesizlik karşısında sustuğumuz ve dahi göz yumduğumuz için, çöpten günlere mahkûmuz, vesselam.