ÇEKİRDEK DE SATTIM, SAKIZ DA!

ÇEKİRDEK DE SATTIM, SAKIZ DA!

Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, yeni yılın ilk röportajını Gazete Kayseri’ye verdi. Çocukluğundan, eğitim hayatına, belediye çalışmalarından geleceğe dönük hedeflerine kadar tüm konularda içten cevaplar veren Çolakbayrakdar’ı, bu röportaj ile farklı yönleri ile tanıyacaksınız. Erhan Kan’ın yaptığı keyifli röportaj ile Kocasinan Belediye Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar’ı daha yakından tanıyacaksınız.

-Öncelikle Ahmet Çolakbayrakdar kimdir? Sizin ağzınızdan dinleyebilir miyiz?

Evet, Ahmet Çolakbayrakdar, 1972 Kayseri doğumludur. İlk, orta ve lise eğitimini Kayseri’de tamamladı. Daha sonrasında ÖSS, ÖYS sınavları vardı. İsimleri devamlı değişiyor. Bizim zamanımızda bu isimlerdeydi. Sınavlarda İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nü kazandım. 1990 yılında başladığım bölümü 1994 yılında İnşaat Mühendisi olarak tamamladım. Akabinde ilk olarak vatani görevimizi yerine getirdik. Devamında da Kayserili olunca hemen ticarete atıldık. Okul ve askerlik bitince Kayseri’de ticarete başladım. Mesleğimle ilgili bir arkadaşımla ortak bir şirket kurarak proje konusunda çalışmaya başladık. Daha sonra çalışmalarımızı inşaat faaliyetleri ile sürdürdük. AK Parti’nin kuruluşu ile birlikte AK Parti içinde aktif olarak siyasete atıldık. 2004 seçimlerinde meclis üyesi olarak başladım. Devam ederken malum 2015 yılında Mustafa Çelik başkanın Büyükşehir’e belediye başkanı olması ile birlikte bende meclisten seçilerek Kocasinan Belediye Başkanı oldum. Ardından 2019 seçimlerinde bu kez halk karşısında teraziye çıktık. Orada da şükür Allah’a halkımız, vatandaşlarımız kaldığımız yerden devam dediler.

 

-Nasıl bir ailenin içinden geliyorsunuz. Çolakbayrakdar ailesini sizin ağzınızdan dinleyebilir miyiz?

Babam esnaf, annem ev hanımı. Klasik bir Anadolu aile yapısı. Ben evin en küçük çocuğuyum. Üç kardeşiz ve ben en küçüğüyüm. Esnaf bir ailelinin çocuğu olunca ilkokuldan itibaren yazları hem dükkâna babamın yanına giderdim hem de orada buranın tabiri ile şemşamer sandığı ile şemşamer satardım. Yanında da Baycan, Özcan, Tipitip gibi sakızlar satardım. Böyle bir yaşam biçimi içinde şükür Allah’a bu günlere geldik. Baktığınız zaman Kayseri’de geçmişinde çekirdek satmayan, satmayan, su satmayan yok gibidir. Bu durumu hayatı anlama açısından büyüklerde teşvik ederdi. Şimdi girişimcilik diyorlar ya, aslına bakarsanız girişimcilik bu toprakların genetiğinde var.

 

-Aileyi tek cümle ile özetleyecek olursanız, hangi cümleyi kurarsınız?

Muhafazakâr, milliyetçi bir aile diye özetleyebilirim.

-Eğitim hayatınızda unutamadığınız anılar ve anlar var mıdır?

Eğitim hayatımda yaramazlık konusunda sivri bir çocuk değildim. Derslerimde başarılıydım. Özellikle sınıfta matematikte başarımla göze batardım. Başarı noktasında dönüm noktam ortaokul 1. Sınıfta Türkçe öğretmenimizin ilk başladığımızda bir kompozisyon yarışmasında yazdığım kompozisyonu başarılı bularak kitap hediye etmesidir. Bu durum bana bir öz güven yükledi diyebilirim ki bu durum ortaokul ve lise hayatıma da etki etmiştir. İlkokul öğretmenim Mehmet Esmer, Allah sağlıklı uzun ömürler versin. Gerçekten bizi çok iyi yetiştirdi. Onun hakkını asla inkâr edemeyiz.

-Bir mühendis güzeyle baktığınız zaman Kayseri hakkında neler söylersiniz?

Kayseri’nin şöyle bir artısı var.  Geçmiş yıllardan itibaren planlı yapılaşmış olmanın bir avantajı var. 1940’lı yıllarda başlayan bu süreçte o devrin belediye başkanları ki onları da rahmetle analım Emin Molu, Osman Kavuncu, Çalık onlara da Allah rahmet eylesin. Hem bu şehrin planlı gelişmesini sağlamaları hem de bu plana sadakatle uymaları şehri bu günlere kadar getirmiştir. Anadolu’ya baktığınızda bu tür yapılaşan nadir şehirlerden bir tanesiyiz.

-Başkan seçildiğinizde kendinize bir hedef koydunuz mu?

Evet, özellikle 2014’te meclis üyeliğinden geldikten sonra şehri tanıyor olmak, belediyeyi tanıyor olmak, insanları tanıyor olmak farklı şeylerdi. Belediye başkanı olduktan sonra bu tanımlamalara daha farklı şeyler eklemek gerekiyordu. Muhakkak ki kendinize bir hedef koyacaksınız. Demin dedik ya 50-60 yıl önce görev yapan başkanları rahmetle yâd ediyoruz. Günlük işler elbette olacak ama asıl önemli olan bizden sonraki kuşaklara bırakacağımız şehir. Böyle olunca doğru hedefler belirlemek lazım. Bu şehri taçlandıracak hedefler koymanız gerekiyor. Bunlar kısa, orta ve uzun vadede hedefler olur ki sizden sonrada devam etsin. Bugüne kadar açıkladığım hedef ve projelerimde de hiç eleştiri almadım, aksine hep bu şehrin ihtiyacı olduğu projeler olarak yorumlar aldım.

-Şimdi sizi sokakta tek başınıza gezerken görüyoruz. Günümüzde reklam için yapılanları hepimiz biliyoruz. Ama sizin hayatınızın bir parçası haline getirdiğiniz bu durumu nasıl yorumlarsınız?

Biz bu şehirden ayrı değiliz. Bu şehrin bir parçasıyız. Ben burada doğdum, burada yaşamadı, Allah ömür verdiği sürece de burada yaşayacağım. Ben dün de bu insanların içindeydim, bugünde öyleyim. Şimdi belediye başkanı olmama bu işlerin arasından ayrılmamı değil aksine daha çok içinde olmamı gerektiriyor. Bakın bir de şöyle bir şey var. Daha önce proje dediniz ya projelerle ilgili olarak insanları ne kadar tanırsanız, ne kadar anlarsanız ona göre proje geliştirebilirsiniz. Sizin aklınızdaki projeleri insanlara anca o zaman kabullendirebiliyorsunuz. Siz kendinizi farklı bir yere koyarsanız, vatandaş farklı yerde olursa yapılan işler anlam ifade etmediği gibi bütünleşmiyor. Benim dar bir çevrede kalma lüksüm yok, benim çevrem tüm Kayseri. Bazen sokakta rastlayanlar başkan olduğuma inanmıyor. Böyle ilginçliklerde oluyor.

-2020 Yılının dünya için pekiyi geçtiği söylenemez, peki Kocasinan Belediyesi için nasıl geçti?

İçinden geçmiş olduğumuz Covid-19 pandemisi her kurumu olduğu kadar Kocasinan Belediyesi’ni de etkiledi. Karşımızda insan sağlığını tehdit eden bir sorun vardı. Bu sorun sadece Kayseri’de olan bir sorun değildi. Bizde bu durumda vatandaşlarımızı korumak için projeler, çalışmalar yürüttük. Bizim için olmazsa olmaz vatandaşlarımızın sağlığıydı. Sağlımız olmadan her tarafa asfalt dökülse, her yere park yapılsa olur mu? Evet, o işlerde yapılacaktı ama öncelik sağlıktı. Sosyal belediyecilik anlayışı içindi daha çok insana dokunmak, yardım etmek ve hayatlarında farklılık yaratmak için çaba harcadığımız bir 2020 yılı yaşadık. Belediyenin rutini hiçbir şekilde aksayamaz. Aksadığı zaman hayat çekilmez bir durum alır. Sokağa çıkma kısıtlamaları bizim için altyapı çalışmaları için fırsata dönüştü.

-Geri dönüşüm konusunda Kocasinan Belediyesi çok iddialı bunu biliyoruz. KAYÇEV hakkında bilgi verebilir misiniz?

Evet, şimdi KAYÇEV geri dönüşüm hayatın artık olmazsa olmazı. Hele hele çok fazlaca ambalajlı ürünlerde hazır tüketimle birlikte ortaya müthiş bir atık çıkmaya başladı. Bu atıkların bertaraf edilmesi hiç kolay değil. Plastiklerin mesela tabiatta yüzlerce, binlerce yıl yok olmadığını biliyoruz. Bunları gelişi güzel tabiata bırakamazsınız. İşin bu kısmında çevremizi korumak adına her vatandaşımızın yapması gereken olmazsa olmaz bir durum. Biz artık Kocasinan belediyesi bu durumu sıfır atık durumuna getirme adına önemli bir noktaya doğru gidiyoruz. Sadece ambalaj olarak bakmayalım. Atık piller, atık yağlar bunların tamamının toplanması hem çevreyi koruyor hem de ekonomiye destek oluyor. Birde kâğıtların toplanması çevreyi korumanın yanında ağaçlarında yaşamasını sağlıyor. Bu bizim için çok önemli ve çok değerli. Bakın neredeyse Ocak ayının ortasındayız. Yağış yok. Kuraklık çok konuşuluyor. Bu nedenle herkesin üzerine düşeni yapması bu noktada çok önemli.

-Tasarruf demişken Başkanım, belediye olarak kendi asfalt plentiniz var. Buradan ne kadar bir tasarruf oluyor?

Şimdi asfalt plentimizde kendi ürettiğimiz asfaltları kullanıyoruz. Kendi araçlarımız, kendi personellerimiz kendi imkânlarımız bitümü kendimiz rafineriden alıp getiriyoruz. Böyle olunca bunların tamamı üst üste toplandığında ciddi bir yekûn oluyor. İşin diğer yanında da istediğimiz zaman istediğimiz yerde, istediğimiz şartlarda, istediğimiz kadar asfalt üretebiliyoruz. Bir tarafa bağımlı olmadan bunu yapabilmekte kendi kendine yetebilen bir belediye olma noktasında önemsediğim işlerden bir tanesi. Tabii bununda her alanda önemli bir tasarrufu oluyor.

-Vatandaşların en çok merak ettiği konulardan biri kentsel dönüşüm. Sizde bu konuda oldukça iddialısınız. Bu konuda çalışmalar nasıl gidiyor?

Kentsel dönüşüm bizim için hedeflerimize ulaşmak için iyi bir imkan. İmarsız yapılaşmalardın olduğu yerler özellikle işte Gaziosman, Yavuzlar, Yunus Emre, Yenidoğan, Ziya Gökalp, Oruçreis, Yeşil Mahalle, Sancaktepe, Boztepe, Argıncık, Uğur Evler’in bir kısmı Ahi Evran, devam edin bu bölgelerin hepsinde yapmış olduğumuz kentsel dönüşümlerde baktığınızde hiçbirinde burada kentsel dönüşüm yapıpta ne kazanacağız diyeceğiniz yerler değil. Buraların değişip dönüşmesi için şehir içinde bir ittifak var. Devam eden kentsel dönüşümlere yenilerini ekleyeceğiz. İlçe belediyesi ölçeğinde bu işi en iyi ve büyük yapan Türkiye’de ki belediyelerden biri olduğumuzu da burada iddialı bir şekilde söylüyorum.

-Kocasinan Belediyesi tarım konusunda da önemli adımlar atıyor. Bu konuda neler söylersiniz?

Ben her zaman çiftçilerimizin yanına gittiğimde şunu söylüyorum: ‘Siz ekip dikmediğiniz sürece şehirde yaşayan insanlar açlar.’  Bu son derece önemli bir iş. Çiftçinin yaptığı iş son derece kıymetli bir iş. Evet sanayi şehri olalım., Endüstride ilerleyelim. Teknolojiyi iyi kullanalım. Ama bu sadece şu değil. Biz üretimi sadece sanayi tarafında yapalım değil. Biz bir o kadar daha fazla tarımsal üretime öncelik vermeliyiz. Bu kadar kırsal mahallesi olarak biz de belediye olarak, Kayseri’de ki tarımın yüzde 20’sinin yapıldığı bir potansiyele sahip bir ilçe olarak diyoruz ki tarımı arttırmamız lazım, tarımsal üretimi güçlendirmemiz lazım, çeşitlendirmemiz lazım, tarımsal üretim ve teknolojiyi buluşturmamız lazım. Bunun için projeler geliştiriyoruz. Bizim metropol ilçe olmamız ve kaynaklarımızın olması da büyük bir avantaj. İnşallah ata tohumlarımıza sahip çıktığımız gibi, tıbbi aromatik bitkiler gibi yeni gelir kapıları üretmeyi amaçlıyoruz.

-Başkanım, 2021 yılından beklentileriniz nelerdir?

Elbette ki virüs belasından kurtulmak. Yani inşallah 2021, 2020 gibi acılar yaşatmasın. Hakikatten dünyamızda ülkemizde zor günler geçirdik. 2021 sağlıkla, huzurla yaşayacağımız bir yıl olsun istiyorum.

Röportaj: Erhan KAN - Fotoğraflar: Memduh  BORAZAN


GÜNDEM 12.01.2021 10:03:00 0