Ömer Faruk HAMURCU


SEÇİMİN SON HAFTASINDA ADAYLAR

Adaylar çok farklı bir kampanya yürütüyor.


Adaylar çok farklı bir kampanya yürütüyor.

Bazı partiler kurumsal çatı altında organize olarak çalışıyor.

Şahıstan ziyade partiyi ön planda tutuyor.

10 adayın hepsini prezante ediyor.

İki ayrı seçim yapılacak.

Cumhurbaşkanlığı.

Milletvekilliği.

Bazı adaylar sanki sadece milletvekilliği seçimi olacakmış gibi bireysel hareket ediyor.

Bazı partiler ve adaylar ise çok dağınık giriyor seçime.

Bırakın tüm adayları yan yana görmeyi, birkaçına bile şahit olamadık.

Sadece ilk birkaç sıra adayını ön plana çıkarmak baştan havlu atmak anlamına gelmiyor mu?

Bazılarının sergilediği tavırlar da ilginç ve çok farklı.

Bazıları etkili, donanımlı, popüler ve büyük ilgi görmesine rağmen son derece mütevazi bir tavırla dolaşıyor.

Kendini aşmış, ben değil biz diyen, demokrasiye inanmış, kahramanlıklarla dolu geçmişini bile dillendirmek istemeyen örnek bir insan. 

İnsan gurur duyuyor böyle adayları görünce.

Halkta çok seviyor, bağrına basıyor.

Bazıları da tam tersi.

Tarlada hiçbir izi yok fakat oy istemeye yüzü var.

Hatta istemiyor.

Öyle bir tavrı var ki zaten “Başka kime oy vereceksiniz” modunda.

Arabasına çakar taktırmış, escort ve artçı araç konvoyuyla kibirli kibirli dolaşıyor.

Neden bunu yaparlar?

Çok net : Kompleks.

Daha şimdiden halkla arasına sınır çekerek ayrım yapan adam seçilirse neler yapmaz.?

Geçmişi yok.

Kariyeri yok.

Bilgi birikimi yok.

Neyi var peki?

Çakarı var.

Havası var.

Halk sevmiyor bu tipleri.

Havan kime kardeşim?

Bu millet imtiyazdan ve ayrımcılıktan çok çekti.

Sen ön plana çıkacaksan bilgin, birikimin, vizyonun ve misyonunla çık.

İnsanlığa katkınla çık.

Mağdura mazluma el uzatmanla öne çık.

Tevazuun ile büyü.

Projelerin ve inovatif yaklaşımınla örnek ol.

Bazı adaylar ise çok garip.

“Ben çok özel insanım. Ne işim var Kayseri’de. Meclise girmem için bu formalitelere gerek yok ki” tarzında lütufkar bir edayla gezdiği yerleri şereflendiriyor adeta !?

Gittiği her yere bir anıt ve kitabe yapmak lazım bu kişi için.

Zira bu kadar kendini beğenip karşısındakileri küçük gören kişi fazla bulunmaz.

Bu sistemin değişmesi şart.

Genel merkezler doğru adayı bulacak, halkta doğru ismi seçecek.

Yoksa yandı gülüm keten helva.

Algı ile olguyu birbirine karıştırıp sadece hamaset söylemleriyle gidilirse kalıcı bir demokratik yapı oluşmuyor ne yazık ki.

 

 

Uçağa ihtiyaç yokmuş sözde

 

“Bu ülkenin uçağa ihtiyacı yoktur. Bombalar yağdıracaklarmış. Bunun tanıtımımı yapılır. Ne gerek var bunlara vs vs vs...”

Daha fazla zırvalarını buraya yazmaya gerek yok.

Bir ülkenin vatandaşları bunları söyleyebilir mi?

Rusya’nın bile asker ve silah konusunda yetersiz kaldığı günümüzde, milli muharip uçağımızın piste çıktığı gün edilecek laf mıdır bunlar.

Bölücü örgütün gizli temsilcisi parti kılıfına bürünmüş bir örgütün eş genel başkanı söylüyor bunları.

İki alternatif var.

Ya haindir ya gafildir bunlar.

Gaflet içerisinde olmadıkları açık.

Geriye tek şey kalıyor.

İhanet.

Silahlı kuvvetlerimizin içerde ve sınır ötesinde elde ettiği büyük başarılar bölücüleri titretiyor.

Bu yükselişi durdurmak için her türlü yolu deniyorlar.

Yerli savunma sanayiini durdurmak için her türlü iftira ve komployu deniyorlar.

Eski günlere özlem duyuyorlar.

Yetersiz kalınan günlerin hayalini yaşıyorlar.

Uçaklarımız teröristlere bomba yağdıracak tabiki.

Kahraman güvenlik güçlerimizi, sivil vatandaşlarımızı, öğretmenlerimizi, bölgeyi kalkındırmak için görev yapan kamu görevlilerimizi şehit edenlere ne atılacaktı ya.

Tabiki en ağır şekilde bombalanacak ve cezası verilecektir.

Sizin yaptığınız gibi teröristlere gül mü atılsın.

Kandilde hatıra fotoğrafımı çekilsin.

Tabiki uçağımızın yanında şerefle hatıra fotoğrafı çekilecek.

Tabiki rahatsız olacaksınız.

Çok endişe duyuyorsunuz.

Duyun tabi.

Endişelerinizde haklısınız.

Yerli ve milli sanayimiz geliştikçe ambargolardan zerre kadar etkilenmeyen operasyonlar devam edecek.

Başınıza bomba yağacak.

O bombalar şehit ettiğiniz kahramanlarımızın aziz hatıraları için her şeyden önce.

Başbağlarda şehit ettiğiniz masum çocuklar ve insanlar için.

Daha düğün yapalı bir ay olmamış şehit öğretmenimiz ve önüne canını siper eden eşi için.

O bölgenin kaderini değiştirmek için göreve giden şehit mühendislerimiz için.

Çok iyi eğitim aldıktan sonra gönüllü olarak bölgeye giden ve yiğitçe bayrak ezan bağımsızlığımız için kahramanca mücadele ederken şehit düşen asteğmenlerimizin geride bıraktığı aziz yavruları gözü yaşlı eşleri için.

Hepsinin hatırasını yerde bırakmayacağız.

Merak etmeyin daha çok bomba yağacak üzerinize.