Ömer Faruk HAMURCU


SEÇİME 10 KALA TERCİHLERDE SON DURUM

Seçmen tercihini etkileyen faktörler siyasi parti kurmaylarını en çok uğraştıran konuların başında gelir.


Seçmen tercihini etkileyen faktörler siyasi parti kurmaylarını en çok uğraştıran konuların başında gelir.

Olgular ve algılar sürekli birbirine karışır.

Seçim; seçim sürecinde yapılan çalışmalarla değil, çok önceden sahada karşılığı olan icraatlarla kazanılır.

Bu doğru.

Başka bir gerçek var ki oda doğrudur.

Seçime çok az süre kala yaşanan şok gelişmeler tercihleri değiştirebilir.

Bu konular yatırımlar ve hizmete açılan işlerden değildir.

Kitlelerin sosyolojik ve psikolojik algılarını temelden sarsan bir olaydır etkili olan.

Siyasi tarihimizde yaşanmış bir örnek verelim.

Parlamenter sistemin sürekli tekleyen ve kurulamayan hükümetleri yine tıkanınca seçim kararı alınır.

Seçime kadar partiler azınlık hükümetine destek konusunda anlaşır.

O tarihte merhum Bülent Ecevit'in genel başkanı olduğu DSP az sayıda milletvekili ile iddiasız bir partidir.

İktidar için aday olan partiler gidilen seçimde pastadan fazla pay alamayacağını hesap ettikleri DSP ve Başbakanlığı bırakarak güvenoyu verirler.

Bülent Ecevit'in başbakanlığında kurulan geçiş hükümetinde parti grubunun hemen hemen tamamı bakan olarak görev aldı.

Hiçbir anket şirketi seçimden sonra şans tanımıyordu azınlık hükümetine.

Peki ne oldu seçimde?

Bülent Ecevitli DSP birinci parti çıktı sandıktan.

Evet, ifade ettiğimiz seçimlere gidilirken şok bir gelişme yaşanmıştır.

Bölücübaşı Terörist yakalanmış ve ülkemize getirilmiştir.

O gün elleri kelepçeli, gözleri bağlı olarak şanlı Türk bayrağı önünde ezik görüntüleri yayınlanmıştı Bölücübaşı Hainin.

Aynı anda Başbakan merhum Ecevit bu durumu resmi olarak bir açıklama ile duyurdu kamuoyuna. 

Bu, başarı olarak Merhum Ecevit'e yazıldı. 

Oysa ABD organizasyonu ile paketlenip idam edilmemesi şartıyla teslim edilmişti.

Neden teslim etti?

Neden idam edilmemesi istendi?

Neden neden neden ?

Çok soru var cevap bekleyen.

Bırakın herkesi Merhum Ecevit'inNeden bize bu şekilde teslim ettiler acaba?” diye sorduğu bilinmektedir.

Nasıl olursa olsun sonradan çok tartışılsa da o gün için bu durum büyük bir başarı olarak merhum Ecevit'in oylarını patlatmıştı.

Siyaset tarihinde seçimlere gidilirken barajı aşamayacak gözüken parti, seçimden sonra yüzde 23’ten fazla oy alarak hükümeti kuruyor ve Başbakanlığı alıyor. Aynı parti, bu şekilde girdiği ilk seçimde ise baraj altı kalarak tarihe gömülüyor.

Ortalık uzman geçinen siyaset bilimciden geçilmiyor,

Hiçbir dediği çıkmamasına rağmen halen konuşmaktan çekinmeyen isimler gerçek tabloyu değil, hayalindekileri manipüle etmeye devam ediyor.

Seçimler sadece o ülkeyi ilgilendirmiyor.

Emperyal ülkeler tüm gücüyle kendi güdümündeki isimleri yönetime getirmek için legal illegal her yöntemi kullanıyor.

CIA başkanı açıkça söyledi: “Bakarız kim diye? Nasıl olduğu ve hangi yöntemle iktidarı ele geçirdiği bizim için hiç önemli değil. Önemli olan bizden olması. O zaman sorun yok. Aksini kabul edemeyiz.”

Çok açık söylüyor.

Daha ne desin?

Anlayan var mı?

Var elbette.

Anlamayan var mı hala?

Maalesef çok fazla.

Anlasada işine geldiği için şikayet etmediği gibi memnunda oluyorlar.

Hatta milletin oylarıyla iktidara gelemeyen ve gelecek imkânı olmayanlar, emperyal ülkelerle işbirliği yapmak için teşne oluyorlar. 

Onlar sınanıp maddi imkânlara kavuşuyor, ülkesine ihanet etmesi için özel olarak yetiştiriyorlar.

Günü gelince kendilerine karşı duran iktidarları devirmek istediklerinde bu güçleri devreye sokuyorlar.

Dünya tarihi bu sinsi oyunların sergilendiği ülkeler ve olaylarla doludur.

“Gezi, sadece gezi değildir” diyenlerin amacı hala anlaşılmıyor mu?

Taleplerini sıralarken ülkemizin mega projelerinin durdurulması isteklerinin ne anlama geldiği bilinmiyor mu?

O gün, “Biz çevreci amaçla ağaçların kesilmesine karşı çıkıyoruz” kılıfı ileri sürenlerin bugün hangi partilerden ve hangi bölgelerden aday oldukları ortaya çıkınca niyetleri hala anlaşılmıyor mu?

Hadi bunları anlamayan varsa kendi ifadeleri ile kendi söyledikleri var: “ Bizim o gün amacımız iki çam ağacının kesilmesi değildi. İktidarı devirmek ve güçlenmesini önlemek için projelerini engellemekti” 

Ülkemiz yol ayrımında

Aynı oyunlar sürekli ülkemize de oynandı.

İşbirlikçiler kullanılarak sürekli darbelerle Milli iradeye ket vuruldu.

Halkın tercihi hiçe sayıldı.

Baş Emperyal, bu vahşi komployu her ülkeye uyguluyor.

Mısır’da Yerli ve Milli bir parti iktidara gelince darbe ile gelip işbirlikçisini devletin başına getirdi.

Libya’da aynı senaryoyu uyguladı.

Ülkesinde beslediği Libya kaçkınını destekleyerek iktidarı devirdi.

Irak’da aynısını yaptı.

Yemen’de aynısını yapıyor.

Ülke yönetimleri hata da yapar yanlış da yapar.

Kararı o ülkenin vatandaşları verir.

Seçer, seçmez, başkasını seçer.

Bu doğal bir süreçtir.

Dışarıdan müdahale ülkeleri bölüyor ve kan gölüne çeviriyor.

Amaçta bu zaten.

Kaynaklar yok olsun. Ülke insanı acı ve gözyaşına boğulsun. Kendini toparlayamasın.

İç savaş çıksın. Oynanan oyun çok açık. 

Son söz: Aynı oyun sürekli  ülkemize oynandı ve oynanıyor. Tıpatıp aynı senaryo. Libya, Mısır, Tunus, Irak, Yemen vs. 

Buna fırsat verilmeyecek.

Başaramadılar.

Yine Başaramayacaklar.