Sami DAYANGAÇ


SALÂ NEDİR, NEDEN OKUNUR?

Duyduğumuzda, güzel bir ses okuyorsa duygulandığımız ‘salâ nedir, neden okunur?’ konusunu sizlere takdim ediyoruz.


 

Duyduğumuzda, güzel bir ses okuyorsa duygulandığımız ‘salâ nedir, neden okunur?’ konusunu sizlere takdim ediyoruz.

Anadolu'nun birçok şehrinde pazartesi ve perşembe geceleri de okunuyor. Hatta bazı yerlerde her vakit... Salâ, mahiyeti unutulmuş çok incelikli bir gelenek.

Mahallede bir cenaze varsa hüzünlü bir sesle okumaya başlar müezzin. Mahalle sakinlerinden kimin vefat ettiğini öğrenmek isteyen kulak kesilir. Bir de cuma günleri öğle ezanından bir saat önce okunur. Salâyı duyan, o günün cuma olduğunu hatırlar. Çoğu kişinin salâya dair zihnindeki bilgi bundan ibarettir. Halbuki salâ kadim bir gelenek. Eskiler sadece cenaze haberini vermek ve cuma için okumazdı. Mesela Anadolu'da bazı yerlerde akşam ezanı hariç her ezanla birlikte salâ okunurdu(Akşamın vakti kısa olduğu için okunmadığı olurmuş). Özellikle de sabah ezanından önce salâ okunması pek yaygındı. Her vaktin salâsı ayrı makamda okunurdu. Pazartesi ve cuma gecelerinin salâsı daha özeldi. Pazarı pazartesiye bağlayan gece salâ okunmasının sebebi, o günün Efendimizin doğum ve ölüm günü olduğuna inanılmasıdır. Aslında bunlar Peygamber Efendimizin hatırlanması ve saygıyla selâmlanması için birer vasıta olarak görülüyor.

Vakit ezanlarından sonra okunan salâlarda Efendimize selam ve övgü sözleri söyleniyor. Cenaze salâsında ise farklı olarak ölümle ilgili hadis ve ayetler okunuyor. "Vakit geçmeden önce namaz kılmakta acele ediniz, ölüm gelmeden tövbede acele ediniz." hadisleriyle "Her canlı ölümü tadacaktır, Allah'tan geldik Allah'a gideceğiz." ayetleri okunur. Salâ, bazı kaynaklara göre Fatimiler zamanında Mısır'da başlamış, bazı kaynaklara göre ise Hz. Ömer'in torunu Abdülaziz döneminde Emevilerin zamanında okunmaya başlamış. Osmanlı, bu geleneğe diğer Müslüman toplumlardan daha çok sahip çıkmış. Dinleyenin ve okuyanın içini titretecek formlarda bestelemiş. Eskiler hem sözlerinden hem de makamından okunan salânın cenaze salâsı mı yoksa haber salâsı mı, cuma salâsı mı olduğunu anlarmış.

Bugün sadece vefat haberini vermek için minareden okunan salâ kaldı ama eskiden cenazenin defnedilmesine ve hatta definden sonrasına kadar farklı makamlarda ve bestelerde, Peygamber Efendimize selam verilen, hadis ve ayetler okunan cenaze salâları varmış. Geleneğin yaşayan son temsilcilerinden Hafız Celal Yılmaz, "Rahmetli Özal'ın vefatında salâ vermemi söylediler. Okudum, herkes 'Kur'an mı okudun?' dedi. Neyin ayet, neyin hadis, neyin salâvat olduğunu ayırt edemiyor insanımız. “ diyor.

Cuma günleri cuma ezanından önce ve perşembe günleri yatsı ezanından önce okunarak cuma namazını hatırlatır. Ayrıca salâ bir kişinin öldüğünün haberinin verilmesinden önce de okunabilir.

SALÂ VE ANLAMI

"Es Salâtu Ve's-Selâmu Aleyke Ya Rasulallah!

Es Salâtu Ve's-Selâmu Aleyke Ya Habiballah!

Es Salâtu Ve's-Selâmu Aleyke Ya Nûre Arşillah!

Es Salâtu Ve's-Selâmu Aleyke Ya Hayra Halgillah

Es Salâtu Ve's-Selâmu Aleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahirin!

Vel Hamdü Lillahi Rabbil Alemin!"

 

MEALİ

"Ey Allah'ın Resûlu, salât-u selam senin üzerine olsun!

Ey Allah'ın Habibi, salât-u selam senin üzerine olsun!

Ey Allah'ın Arşının Nuru, salât-u selam senin üzerine olsun!

Ey Allah'ın Mahlûkatının Hayırlısı, salât-u selam senin üzerine olsun!

Ey Öncekilerin ve Sonrakilerin Efendisi, salât-u selam senin üzerine olsun!

Hamd, Alemlerin Rabbi Olan Allah İçindir!"

Arapça’da ‘dua’ ve ‘namaz’ anlamlarına gelen salâ (salât) Hz. Peygamber (asm)’e Allah’tan rahmet ve selâm temenni eden, onu metheden, onun şefaatini dileyen, aile fertlerine ve yakınlarına dua ifadeleri içeren, çeşitli şekillerde tertiplenmiş hürmet ve dua cümlelerini ihtiva eden, belirli bestesiyle veya serbest şekilde okunan güftelerin genel adıdır.

Kur'an-ı Kerim’de (Ahzâb 33/56) ve hadislerde Hz. Peygamber Efendimiz (asm)'in adı anıldığında ona salât-ü selam getirilmesi tavsiye edilmiş, bundan dolayı özellikle Osmanlı kültüründe salâvat getirmek, salâvat çekmek, salâ vermek gibi adlarla pek çok salâ metni ortaya çıkmıştır.

Sözleri Arapça olup bir kısmı besteyle okunan salâlar, okundukları yere ve zamana göre sabah salâsı, cuma ve bayram salâsı, cenaze salâsı, salât-ı ümmiyye, salât-ü selam gibi adlarla anılmıştır. 1300 yılında Memluk Sultanı tarafından okunmaya başlanılmıştır.