Ömer Faruk HAMURCU


MASANIN DAĞILIŞI VE TARİHE GEÇEN SÖZLER

“Milyonların tek yürek olduğu, avuçlarımızın semalara açıldığı, dualarda birleştiğimiz bu mübarek günler , tüm acı ve felaketlerden, parçalara ayrılmış gönüllerimizden,  af ve mağfiretine kavuşacağımız günlere Beratımız olmasını Yüce Mevlamızdan niyaz ederiz.


Altılı masa ile ilgili bugüne kadar çok şey yazıldı çizildi.

Farklı isimlendirmeler yapıldı.

Eleştirildi.

Fakat hiçbirisi masayı dağıtırken Meral Akşener’in söylediği sözlere yaklaşamadı.

Ne Demişti ?

“Ya tarih olacağız , Ya tarih yazacağız”

Onu zaman gösterecek. Fakat başta Kemal Kılıçdaroğlu ve altılı masa ile ilgili söyledikleri sözler tarihe geçti şimdiden.

Öyle şeyler söylediki altılı masa ile ilgili…

Breh… breh… breh…

Ne kumar masası kaldı, ne noter masası.

Bakın neler söylemişti:

Bu vesileyle anlamış olduk ki şahsi hırslar Türkiye’ye tercih edilmiştir. Kişisel ajandalar uğruna mübah sayılan kuyruklu yalanlar  milletin kazandığı bir büyük hakikate tercih edilmiştir. 

Yenilgi yenilgi büyüyen küçük hesaplar kutlu bir zafere tercih edilmiştir. 

6’lı masa artık millet iradesini kaybetmiştir. 

Bu masa tek bir adayın tasdiki için çalışan bir noter masasına dönüşmüştür. 

Ne bir kumar masasında ne de bir noter masasında olmayacağız..” 

Yenilgi yenilgiden sonra büyüyen küçük hesaplar benzetmesi.

Müthiş bir gönderme Kılıçdaroğlu için.

Çıkmışsın yenmiş! Çıkmışsın yenmiş ! Muharrem İnce tanımlamasından  sonra başka çok özel bir tanımlama daha.

Kılıçdaroğlu'nun yenilgileri edebiyatımıza farklı boyutlar kazandırmaya devam ediyor. 

Kumar masası benzetmesi çok çarpıcı Meral Akşener’in.

Kıskaca alınmaya çalışıldığı iddiası, dayatma çabalarına vurgu yapması da cabası. 

Fakat en ilginci “Tek aday” üzerine tasdik masası benzetmesi.

Yıllardır tek adam ve diktatörlük söylemlerini dillerinden düşürmeyenlerin bu ithama olmaları çok  garip değil mi?

Şahsi hırslar, kuyruklu yalanlar demesi.

Masanın millet iradesini kaybettiği iddiası.

Böylesine çok ağır itham ve iddialara karşı masadan ses çıkmadı.Şişkin Egolu genel başkanlar bile sessizliğe büründü. 
Cevap vermek yerine alttan almalar, uzlaşma çabaları başladı. 

Gizli elçiler arabulucular devreye girmeye çalıştı. 

Bu saatten sonra bu masanın altında  saklanan gizli ortak  eksiği tamamlar artık. 

Kumar , noter , şahsi hırslar, küçük hesaplar, tek aday dayatması, kuyruklu yalanlar, millet iradesini kaybetme , kıkaca alma vb. gibi ağır ithamlara karşı hiçbiri cevap veremedi.

Sonuç: Cevap vermek millete kaldı.