Sosyo-Politik Saha Araştırmaları Merkezi’nin TÜİK’in 2015-2019 yılları arasındaki intihar vakaları ile ilgili yürüttüğü çalışmada, 16 bin 355 kişinin intihar ettiği kaydedildi. İntihar vakalarının en çok erkeklerde yaşandığı belirtilen araştırmadan birbirinden ilginç sonuçlar ortaya çıktı.
Sosyo-Politik Saha Araştırmaları Merkezi’nin veriler üzerinden yaptığı çalışmada son yıllarda gündeme gelen intihar vakaları ile ilgili TÜİK’in 2015-2019 yılları arasındaki verilerini değerlendirildi. İntihar vakalarının cinsiyet, yaş ve kent bağlamlı boyutlarına, İntihar nedenleri ve araçlarına/biçimlerine dair TÜİK’in web sitesinde yayınlanan resmi verilerden derlendiği ifade edildi.
TÜİK verilerinde intihar vakalarının gerçekleşme nedenleri ise; hastalık, aile geçimsizliği, geçim zorluğu, ticari başarısızlık, hissi ilişki ve istediği ile evlenememe, öğrenim başarısızlığı, diğer ve bilinmeyen biçiminde kategorize edildi.
Hem erkek ve hem kadınların intihar nedenlerinde ilk sırayı “bilinmeyen” nedenler olarak gösteren TÜİK verilerine göre; 2015-2019 yılları arasında bilinmeyen nedenlerle gerçekleşen toplam intihar vaka sayısı 7 bin 351. İçeriği yazılamayan “diğer nedenlerle” gerçekleşen toplam intihar vaka sayısı ise 2 bin 682.
Yıl bazında yapılan incelemelerde toplam intihar vaka sayılarının 2018’e kadar düşüş gösterdiği, fakat 2018’in başlangıcı itibariyle artış göstermeye devam ettiği ortaya çıktı.
Toplumsal sosyoloji ve psikolojinin analizi bakımından müthiş önem arz eden fevkalade bir çalışma.
Genellikle gazetelerin 3. Sayfalarında 2-3 sütuna sığdırılan intihar haberlerinin topyekûn bir analizi var karşımızda. Tabii ki bu araştırmanın kapsamı daha geniş. Ben kısmi alıntılar yaptım; gündeme gelsin, dikkat çeksin diye…
Bir yanda pandemi, diğer tarafta geçim sıkıntısı sarmalıyla mücadele ederken, görmediğimiz ya da görmek istediğimiz intiharların altına yatan çok farklı durumlar söz konusu.
Net olan hakikat, toplumun ruh sağlığının ve gidişatın da menfi manada olduğu gün gibi ortada.
83 milyonun yaşamını idame ettirdiği bu coğrafyada birçok sorunsalla karşı karşıyayız. Ancak “hayatı sonlandırma” noktasında ciddi artışlar karşımızda duruyor, çözüm bekliyor.
Ve eminim ki, birilerinin bu konuya el ataması gerekiyor.
(arşiv)
Düşünsenize, Covit-19 taşıyıcısı bir hemşire görevde… Artık kısmetse kime bulaştırırsa… Durum bu!
Pek ala dayanak ne diyorsanız çok açık… 657’ye tabi iseniz, 3 ay içinde ikinci kez idari izinli, raporlu olma şansınız yok…
Sizin anlayacağınız, mevzuat diyor ki, “Yemişim Kovit-19 salgınını-malgınını,” bırak, sen işine bak!!!
Şimdi bu yazıyı okuyan böyle bir şey olabilir mi; şaka mı diye düşünüyordur.
Yok kardeşim, orta yerde skandalın kendisi var, gerçeğin bizatihi ete kemiğe bürünmüş halinden bahsediyorum…
