Murat TURP


GEÇMİŞTE KALANLARIN VAY HALİNE

İnsanoğlu geçmiş yıllarını (anılarını) ölene kadar unutmaz. Ancak geçmişi düşünerek de yaşanmaz.


İnsanoğlu geçmiş yıllarını (anılarını) ölene kadar unutmaz. Ancak geçmişi düşünerek de yaşanmaz. Eve kapalı kaldığımız ve sokağın nabzının yüksek olduğu bu günlerde eşimizle dostumuzla telefonda da olsa uzun uzaya sohbetler diyoruzdur. Başta ben kendimden yola çıkarak, göremediğim yanına varamadığım sevdiğim insanlarla bu günlerde illaki telefonda da olsa hasret giderip uzun uzun konuşuyorum.

Her konuşmanın sonunda ise kendimi lise yıllarımda veya ortaokul yıllarımda, ayağımda o günün şartlarındaki ayakkabım (kara lastik) Kölete’nin (Yünören) dağında dolaşırken buluyorum.

Gelecek hakkında yaşımız ilerledikçe bir planımız bir düşüncemiz bir hedefimiz kalmıyor gibi. Ancak geçmişte de yaşanan güzel veya acı dolu hatıralarda unutulmuyor. Geçmişte yaşamak bugünü unutmamıza sebep olmasın.

Günü birlik yaşantıda ise insanoğlunun acımasızlığı, yapılan iyiliklerin önüne geçiyor. Hele hele çıkar mevzusunda yaşayan insanlar ise herkesi olduğu gibi benimde canımı sıkmaya devam ediyor. Yapacak bir şey yok… Deli Dumrul gibi yol kesmeye de gerek yok. İnsan ne yaparsa kendine yapar. Bulunduğu mevkii mertebe ne olursa olsun ‘Hep bana Rabbena’ mantığını bir kenara bırakabilse insanoğlu, günlük yaşantımız daha iyi olacak. Stresimiz daha az olacak. İnsani ilişkilerimiz daha iyi olacak.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘Ben sporcunun ahlaklısını severim’… Evet; hayat bir yarışsa ve bu yarışta illaki bir kazanan olacaksa, bende bu yarış içindeki rakiplerime sesleniyorum… Ahlaklı olun, geçmişte yaşamayın. Gelecek için de Kurt Kapanı hesapları içinde bulunmayın. O hesap ki gün gelir ayağınıza dolanır…