10 ay arayla vatandaşın önüne ikinci kez sandık geldi.
Sorumlu bireyler gitti, vatandaşlık görevini yerine getirdi. Yerelde 5 yıl boyunca kendisini yönetmesini istediği isimlere-partilere oyunu verdi.
Kayseri adına sakin, dingin, hatta heyecansız bir seçime tanıklık ettik dün itibariyle.
Benim sadık gözlemim, bıkkın seçmen kitlelerinin dikkat çekici hale gelmesiydi.
Ramazan ayı ve oruç bir sebep olabilir ancak, çok fazla umutlu gözlere rastlayamadım. Gazetedeki mesai arkadaşlarım da benzer ifadeler kullandı. Anlaşılan o ki, iki sandık zamanı arasında az bir zaman dilimi olması, olumsuz bir etki yaratmış.
Bu yazıyı da, sandıklar açılmadan yazma gereği duydum. Zira Kayseri adına ciddi manada bir sürpriz beklemiyorum. Dahası, bugün itibariyle seçim bitecek, yeniden geçim günleri başlayacak.
Elbette kazananlar adına bir hafta 10 gün bu işin tantanası yaşanacak ama hayat kaldığı yerden devam edecek. Bir erken genel seçim durumu hâsıl olmazsa, 4 yıl boyunca vatandaşın önüne sandık gelmeyecek.
Unutmamak gerekir ki, seçimler milli iradenin bizatihi tecellisidir. Sandıktan ne çıkarsa, tüm siyasi partiler alıp başının üstüne koymalıdır. Aksi bir durum abesle iştigaldir. Tabii olarak seçimin değerlendirmesini-analizi yapmak olmazsa olmaz koşuldur tüm partiler adına ama sandığın verdiği mesaj üzerine absürt cümleler kurmamak kaydıyla…
Buradan açık seçik yazalım; seçim bitmiştir, herkesin tıraşı gözünün önüne inmiştir ve bu ülkenin çok önemli bir sorunu karşımızda arz-ı endam etmektedir. Çalışan kesim, işçi, memur, emekli enflasyonun azgınlığı altında büyük problemler yaşamaktadır. Alım gücü yerle yeksan olmuştur. İş başındaki hükümet, ne yapıp edip bu yangını söndürmekle mükelleftir.
Bugün itibariyle Türkiye seçimden, geçim günlerine geçiş yapmıştır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi yakıcı enflasyonun bir an önce hal yoluna konulması, bununla birlikte insanların alım gücünün yükseltilmesi bir numaralı problem olarak karşımızda durmaktadır.
