Sami DAYANGAÇ


AŞIRMA ŞARKILAR-MARŞLAR

İster yabancıların oyunu diyelim, isterseniz kolay para kazanma hırsı diyelim, ne yazık ki pek çok şarkı, marş yurt dışından aşırma.


 

İster yabancıların oyunu diyelim, isterseniz kolay para kazanma hırsı diyelim, ne yazık ki pek çok şarkı, marş yurt dışından aşırma. Besteyi almış, üzerine de söz ekleyip kendi marşımız, kendi şarkımız gibi çalmış söylemişiz. Bunu yapanlar büyük paralar kazanırken, kendimize ait olması gereken şarkılar, marşlar yapılamamış. Sorumuz şu; hiç İsrail’de ya da Musevilerce çalınıp söylenen şarkımız var mı? Yani bestesi bize ait ama sözler onların olmak kaydıyla. Bizde var.

Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası hatırlayınız tek kanal dönemi. TRT Genel Müdürü İsmail Cem İpekçi(Soyadını kullanmazdı). TRT Genel Müdürü İsmail Cem zamanında Ayten Alpman'nın söylediği ‘Memleketim’ şarkısı neredeyse milli marşımızdan daha çok söylenir olmuştu. Şarkının orijinali Eli melekh. Yahudi Milli Halk Şarkısı. Bestesini almışız, Türkçe sözlerle çalmış da çalmışız. Hala da çalıyoruz.

Yahudi şarkılarına başka örnekler de verebiliriz. Şenay isimli şarkıcının söylediği ve 12 Eylül İhtilali sonrası çalınan ‘Sev Kardeşim’, ‘Hayat Bayram Olsa’ şarkıları da Yahudilerden aşırma.

Aşırma işi sadece şarkılarla olmamış. Marşlarımızın da bazıları aşırma. Çalınırken, söylenirken tüylerimizin diken diken olduğu Gençlik Marşı. “Dağ başını duman almış, yürüyelim arkadaşlar.” Orijinali The Trallerde Jantori. İsveç halk şarkısı. Beste İsveç, sözler Türk. Acaba bu marşı dinlerken bizi duygulandıran, tüylerimizi diken diken eden beste mi, güfte mi? “Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar. Güneş ufuktan şimdi doğar, yürüyelim arkadaşlar.”

Araştırırken karşılaşılan bir sürpriz daha. Jean-Jacgus Rousseau Ledevin du village. 10. Yıl Marşı. Sözler Türk, beste aşırma.

Sadece o mu? “Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa, askerin bayrağın milletinle çok yaşa.” Hatırladınız mı? Kafkasya Cephesi’nde yapılan çarpışmalar sonrası orijinali “Hoş gelişler ola Kahraman Enver Paşa.”

“İzmir'in dağlarında çiçekler açar”, orijinali “Kafkasya dağlarında çiçekler açar”. “Tuna nehri akmam diyor” Ruslardan aşırma. Çocukluk şarkımızı unutmayalım, hani “Daha dün annemizin kollarında yaşarken” hatırladınız mı? Evet Bethoven’den aşırma. Müzik bize ait değil.

Fenerbahçe Marşı. Viva Espanya. İspanyollara ait ve aşırma. Galatasaray taraftarları “cim bom bom” diye bağırıyor. Sorun bakalım ne anlama geliyor. İsveç’te bir takımın tezahürat şekli.

1966 yılında kurulan Kayserispor'umuzun bilinen, dillere yerleşen bir marşı, tezahüratı var mı?

Bu araştırmayı yaparken özellikle Türkçe hafif müzikte gerek Yahudilerden olsun ve gerekse Arap ve Avrupa’dan olsun o kadar çok şarkı çıkıyor ki şaşırmamak elde değil. “Değdi saçlarına bahar gülleri, nazende sevgilim yadıma düştü.” Hatırladınız mı? Azerbaycan Halk Şarkısı. Yoksa iki kere iki dört, üşütürsün sırtını ört diye şarkı sözü olur mu? Besteyi aşırırsan bal gibi olur. Bakınız medeniyet yutturmacasıyla Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü kurulmuş. Ne işe yarıyor? Neymiş büyükelçilere yılda bir konser veriyormuş. Peki, mesela İtalya'da büyükelçimiz için Türk Müziği çalıp söyleyen, bağlama çalınan devletin genel müdürlüğü var mı? Gerek balerin ve gerekse baletlik için belli bir yaş sınırlaması var. Buraya kapağı atarsanız bir ay tek bir ay çift maaş alırsınız, 30’lu yaşlardan itibaren de emekliliğe gün sayarsınız, dizilerde oynarsınız. Ne yazık ki bir başka devlet kurumu olan Devlet Tiyatroları da para yutan dipsiz kuyu. Bu konuya ayrıca değineceğiz.

Neden Avrupa’da bizim bestelerimiz çalınmıyor? Üretmiyoruz, hazır besteyi alıp üzerine saçma sapan söz yazmak, yazanın ve söyleyenin işine geliyor. Dinliyor, hoplayıp zıplıyoruz, onlar da para kazanıyor. Yazık.