Metin SÖNMEZ


SENKRON TUTTURMAK!  

Kısıtlama günlerinde doz artışına gidildi. Önümüzdeki 15 gün boyunca, kaldırılan birçok tedbir geri geldi.


Kısıtlama günlerinde doz artışına gidildi. Önümüzdeki 15 gün boyunca, kaldırılan birçok tedbir geri geldi.

Başta saat uygulaması… 21.00’da başlayan sokağa çıkma yasağı, 19.00 olarak güncellendi. Ramazan boyunca uygulama böyle devam edecek. 15 gün sonunda bakılacak ve gerek görülürse, tedbirler daha da sertleşecek. Yani işin sonu tam kapanmaya kadar gidebilir…

Günlük vaka sayısının 60 bine dayandığı günlerin içinden geçiyoruz ve haliyle hastanelerin doluluk oranı mütemadiyen artıyor. 1 Mart’tan itibaren gevşetilen tedbirlerin bedeli, ağır biçimde geri döndü.

İşin kötü taraf şu: Açıyoruz, kapatıyoruz, sil baştan başlıyoruz. Bir yıldır aynı kısır döngüye teslim olmuş vaziyetteyiz… Hem karar alanlar, hem de vatandaşlar nezdinde akıllar karışık. İstikrar yok, hâl böyle olunca ister istemez tekrar çemberinin içinde boğuşmak bize kalıyor.

Korona günlerinde an itibariyle en büyük silah aşı. Dünyada resmen aşı savaşları yaşanıyor. Tedarik ise büyük problem. Bakın İngiltere’ye, her gün binlerce ölümle yüzleşmek zorunda kalan ülkede önce tam kapanma ve sonrasında nüfusun yarından fazlasının aşılanmasıyla bambaşka bir tablo söz konusu. Artık ülkede günlük ölüm sayısı 7’ye kadar gerilemiş vaziyette.

Türkiye adına ise reçete ve yapılması gerekenler belli. En az 15 günlük tam kapanma ve bu sürede aşılamanın nüfusun yüzde 60’ına tekabül edecek düzeye gelmesi birçok şeyi halledecek. Fakat aşı nerede?

Aşı demişken, Kayseri’ye baktığımızda işler istenilen seviyede değil. Bunu hangi açıdan söylüyoruz onu da ifade edelim. Kendisine göre nüfusu daha az olan illerde bile durum Kayseri’ye göre daha iyi… Özellikle Manisa, Muğla, Balıkesir ve Aydın bize göre daha ileride görünüyor. Yani aşı çalışmalarının biraz daha hız kazanması gerekiyor. Ön önemlisi de tabii ki aşının temini…

Salgın günlerinden, dert, sorun çok. Kime sorarsanız sorun ‘bir dokun, bin ah işit’ halleriyle karşı karşıyayız. Elbette herkes haklı. Lakin unutmamak gerekir; eğer bu sıkıntıdan kurtulmak istiyorsak, devletle vatandaşın senkronu tutmalı. Aksi durumda, daha çok gel-gitler yaşarız vesselam.